Ben hiç bir mekana ilk açıldığı haftalarda gitmem. Çünkü bu ilk haftalar mekânların alışma dönemleridir ve en iyileri bile büyük hatalar yapabilir. Bu süreci atlattıktan sonra internette hakkında “çok pahalı, “sıradan” bolca “beğenmedim” diye yorum okuduğum Etiler Kebapçı’ya nam-ı diğer Nusret’in Kebapçısına gittim.
Ben Nusret’in etlerini ve burgerini her daim çok beğendim. Sadece şu garsonlara stratejik empoze edilen besleme+öneri+kokteyl seremonisi yüzünden gitmeyi seyrekleştirdim. Ama kebapçı için çok net olacağım.Tam anlamı ile olmuş, yediklerimin hepsi birbirinden iyiydi. Bir kere uykuluk olması beni kalbimden vurdu. Döner, kebapçı döneri kategorisinin çok üstünde, leziz. İçli köfte konusunda her daim burun kıvırırım, hiç biri babaannemin yaptığına yaklaşamaz. Bu açık ara İstanbul’da yediğim en iyi içli! Lahmacun beni hiç etkilemez ama rüya gibi çıtır çıtır bir lahmacun yapmışlar. Adana ve Urfa ise memleketinde yediklerime çok benzer, yağlı ve dolgun. Adana’da yediğim lezzeti aldım. Katmer’in ustası zaten özelmiş, incecik çıtır çıtır ve bol fıstıklı. Katmeri 2 farklı boyda hazırlıyorlar bu sebeple etler fazla kaçtıysa küçük porsiyonu paylaşarak tadına bakabiliyorsunuz.
Mekân ferah, karşılayanlar güler yüzlü, servis akıcı, tuvalette bebek alt açma ünitesi var, kalabalık gruplar için uygun. Fiyatlar için tek diyeceğim evet bir kebapçıya göre yüksek ama Etilerde o sırada hangi restorana gidecekseniz kişi başı aynı ücreti ödeyeceksiniz. Tek notum acilen müzik için profesyonel biri ile çalışmaları devamlı yükselen/alçalan müzik rahatsız ediyor.Bir de pide/ekmek servisi bilerek yapılmıyor. Aslında gece sonunda yediklerime rağmen daha iyi hissettim ama pidesiz de insan bir garip hissediyor. Az da olsa servis edilmeli. 2.sefer gittiğime göre tavsiye ediyorum.